25 Şubat 2018 Pazar

Seferlerin En Güzeli






  Bazı zamanlar vardır sürekli anlatılır. Askerlik, doğum... 
Benim için de Umre ziyareti öyledir. Anlattıkça özleminiz artar ama anlatmak bile size huzur verir. 
Gitmeden önce özlenilen, gittikten sonra çok daha fazla özlenen bir belde orası; Kutsal.





İlk uçak yolculuğum, ilk yurt dışı gezim... Çok anlamlı bir gezi.
Başka bir ülkeye gitsem ne kadar heyecanlı olurdum bilmiyorum ama 'o belde'ye gidiyor olmak bütün heyecanların üzerinde bir heyecan hissettirmişti bana. Daha 16 yaşındaydım.




O an... 
Uçağımız ikindi vaktinde Medine Havalimanına iniş yaptı. Kalacağımız yere gittik, kısa bir yerleşme-istirahatten sonra O'na doğru yola çıktık.

Karanlığın içindeki Nur...
Haremin öyle muazzam bir havası vardı ki dünya üzerinde bir yer değil de başka bir alemdeymiş gibi hissediyorduk.
Burası dünyaya ait değil...





Her renkten insanın tek bir renk olduğu namaz vakitleri.
Güneşin tüm kavuruculuğunu bir göz aydınlığına çeviren gündüz vakitleri.
İkindileyin burası O'nun beldesi diye olabildiğince nazik esmeye çalışan meltemler.


Gündüzleri Harem'de ibadetle meşgul olmaya çalıştık. O'nu ziyaret edebilmek için sıra bekledik. 
Dünyanın dört bir yanından gelen kardeşlerimizle tanıştık.
Aynı dili konuşmuyorduk ama gözlerimiz bütün dilleri bilircesine birbirine hal anlatıyordu. 
Dünya üzerinde ki en iyi anlaşma şekli bu değil midir? 





I love Madinah...

Aslında orada büyük bir alışverişin içerisindeydik, ilk andan itibaren.

O'ndan almamız gereken çok hava vardı, basmamız gereken çok toprak parçası, dokunmamız gereken duvarları, ağaçları vardı. Kaybettiğimiz özümüz buralarda bir yerlerdeydi. 
Yanlış şeyler de alıyorduk ama niyetimiz almak değil vermekti.
Kendini vermek.






İlk cumanın meclisi Kuba mescidi.
Aynı namazda iki kıbleye de dönülmüş olan Kıbleteyn Mescidi.

Çok daha fazla zamana ihtiyacımız vardı. Tüm yaşanmışlığı keşfetmek o kadar zor ki. 







 Ve ayrılıyoruz...
Aslında ayrılamıyoruz.
Gideceğimiz yer Beytullah, çıktığımız yer Ravza.
Bu nasıl bir yolculuk...
Yolda hicreti getiriyorum aklıma. Adım adım yürüdüğü bu yollardan geçiyoruz bilmem kaç beygir gücünde motorlu taşıt ile.
Ama insan isterse hisseder. Biz O'nu görmeden seven kardeşleri değil miyiz?







DURDUR!
Zamanı durdur.
Mekanı durdur.
İmam-ı Azam'ın Kabe'yi ilk gördüğünde ettiği; ''Allah'ım bundan sonraki tüm dualarımı kabul eyle'' duasını kendi kapasiteme uyarlayıp; '' Allah'ım bundan sonraki tüm hayırlı dualarımı kabul eyle'' diyorum.
Çünkü acizlik bunu gerektirir.

KABE;
Gördüğünüz hiç bir fotoğrafla alakası yok. Gerçekten yok. Bunu ilk gördüğümde, 16 yaşında da anlamıştım, şimdi ,21 yaşımda da, tekrar söylüyorum.
Bambaşka bir yapı.
Hacmi, cismi, fiziki yapısı cart curt. 
Manen öyle muazzam bir yapısı var ki çekim alanına girdiğiniz an 
sizi çepeçevre kuşatıyor.








Arafat, Mina gibi yerleri de ziyaret ettik, bilgilendik. 
Asıl tarih burada yatıyor.
Maneviyatının dışında bu bölgeler tarihi olarak da çok büyük konumdalar. 
Düşünün ki Hz.Adem, Hz.İbrahim geçmiş bu topraklardan.










İki önemli dağdan birine çıkabildim; Hira Dağı.
Çıkarken sürekli zihnim; Nasıl çıktı? Hz.Hatice Mekke'den buraya nasıl yemek taşıdı? gibi sorular sordu. Dağ o kadar azametli ki...
Merdiveni yokmuş önceden. Sonra insanlar 5-10 derken derme çatma bir merdiven yapmışlar. Suud hükümeti bir lamba bile koymamış. 
Oradayken buraların idaresi Türkiye'de olsa nasıl olurdu diye düşündüm. Eksileri artılarını tarttım. Sonra Osmanlı'nın Hicaz yönetimi geldi aklıma. Hani SAS rahatsız olmasın diye tren raylarının altına keçe döşeyen yönetim. 
Asıl kaybettiğimiz bu anlayış...





Sen çok çektin istersen ben de seni çekebilirim demek isteyen amca? 😁
Teşekkür ederim ben çekmeyi tercih ediyorum 😎


Bu yazı çok daha uzun olacaktı, olabilirdi. Ancak sözü uzatmak benim üslubum değil, bilen bilir.

Gidecek onlara verebileceğim çok tavsiye var ama en önemlisi gitmeden Siyer okumaları. Siyer haritası almaları. Ve o beldeleri siyerde okudukları mekanları arayarak keşfetmeleri.
Vesselam...






10 yorum: