25 Şubat 2017 Cumartesi

Kuş Uykusu/Sadık Yalsızuçanlar






'' Evimizde yalnızlığa düşemediğim bir mazgal var. Teknoloji tütüyor. Halıdaki geleneği koklayamıyorum. Konuşunca musiki gibi söyleyip, yazınca hat gibi çizemiyorum ruhumun açık uçlarını. Sokaktan evime çürümüşlük sızıyor. Beynimdeki uğultu gece olunca taşıyor, kendime uygun bir sevinçle uyuyamıyorum.” “Kargaşadan uzak bu dekoratif tasarımda ansızın karşımıza korku ve acıyla inşa edilmiş görkemli bir darağacı çıkıyor. Dudaklarından sızandan anlaşılıyor; az önce kan içmiş olmalı. Vampir… Kalbi özenle yok edilmiş. Aklı, yüreği, bilinci olmayan bir aygıt. Yanında ikramiye dağıtan bir oda var. Korkuyla bekliyoruz. Nihayetinde çağrılacağız, ya ikramiye biletimiz tutuşturulacak elimize ya sallandırılacağız darağacında.” Sadık Yalsızuçanlar, ruhumuzdaki her biri diğerinden farklı ‘giz’li insanları dillendiriyor ‘Kuş Uykusu’ öykülerinde. Sesleri karışıyor sesimize… Okurken zihnin kapılıp gittiği öykülerde onlar anlatıyor gel gitlerimizi, ilişkilerimizi, susarak konuştuklarımızı, konuşmak zorunda olduğumuz suskunluklarımızı… Uykusunda bir kuşu, dinlemeye davet ediyor Kuş Uykusu… ''


23 Şubat 2017 Perşembe

Ne İstersin Hayattan?


Ne İstersin Hayattan?

Şimdi tutmuş diyorlar ki: "Ne istersin hayattan?" 
Bende sustum, seyrettim uzaktan. Söylemem ki...
 İsteklerinize dikkat edin ki gerçek olduklarında pişman olmayasınız diyorlar sonra.  Susmanın haklılığını ortaya koyar gibi. 
İnsan hayattan ne istediğini bilebilir mi? Bildiğini zannetmekten ileri gidebilir mi?
İstediğini bilen insanın hayatı "İsteklere doğru yürünen bir yol" olmaz mı?
Eğer bir yol olacaksa hayat; menzile ulaştığında iyi ki yürüdüm dedirtmeli insana.
Okul hayatında yaşadığımız en kötü anlar diplomayı elimize aldığımızda nereye kaybolurlar?
Dokuz ay boyunca çekilen tüm biyolojik ve psikolojik sorunlar bir bebek ağlamasıyla nasıl kaçarlar?
Dönüp hatırladığımızda o acı,zor ve tatsız anların hepsi nasıl gülücük oluverir yüzümüzde?
Çünkü o yolda; önce yürümeye başlamak sonra o yürüyüşü tamamlamak çirkinliklerin dönüşümü olur; güzelliğe.
Bu yüzden ne istersek isteyelim; bütün isteklerin kendi yolu vardır. Bizden istenen o yolda menzile varmak. İsteklerimizi seçtiğimizde kendi yolumuzu çizeriz.
 İstemek kolaydır. İsteklerimizin gereklerini yerine getirmek zordur. Ama isteğimizde kararlıysak zor yoktur.
Basit bir sorunun altında yatan derin düşünceler bunlar. Bu soruyu sorabilme,cevabını verebilme ve bir gün cevabına ulaşabilme dileğiyle...

21 Şubat 2017 Salı

Merhaba!

Merhaba!!

Uzun süredir düşündüğüm bloğumu açmaya nihayet karar verdim. Çocukluktan beri gelen blog aşkım sonunda çiçeklenmeye başladı. İlk bloğumu bundan 6-7 yıl önce açmıştım ama süreklilik sağlayamadım. Umarım bu blok hem sizin hem de benim için yeni bir güzellik olur.

Bloğumda neler olacak? 

Genel anlamda kişisel bir blog olacak ama ben önceliği fotoğraflarıma vermek istiyorum. Benim için her fotoğraf dondurulmuş bir an demek, kaçırdığımız zamandan yakalayabildiklerimiz. İsmimde buradan geliyor zaten. Neden An Biriktiricisi? sorusunu ileriki yayınlarımda cevaplayacağım :)

Sadece fotoğraf mı?

Tabi ki hayır. Kitap önerilerinden kendin yap el işlerine, minik seyahat notlarından dizi-film önerilerine kadar birçok şeyi sizinle paylaşmayı düşünüyorum. Ayrıca arada kendi deneme ve öykülerimi de sizinle paylaşmak benim için büyük mutluluk :)
Merhaba yazımın sonuna geldik. Nice yayınlarda görüşmek üzere :)

Sevgiyle ...